9 Ekim 2011 Pazar

Kinyas ve Kayra (10.11)

Hakan Günday-Doğan kitapcılık-567 sayfa 

"Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandist ameliyatımın izi. Ve sırtımı çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım.
Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti."(Arka Kapak)
Sürekli uçlarda yaşayan, hiçbir değer yargısı kalmamış iki depresif karakterin hikayesi.
Harika bir kurgu, Bir kez okumak yetmeyecek.
Kitaptan; 
"insanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlıktır ve yalnızlığı küçük düşürense bağımlılıklardır."
"İçi ne kadar doldurulursa doldurulsun,hafiftir hayat.Çünkü altı deliktir.Delikse ölümdür !Bütün
kazançlar bu delikten kayıp gider."


"Simdiye kadar rakiyi suyla; viskiyi buzla karistirir gibi, hafifletmek icin hayati da ickiyle karisritmistim. Ama artik hayati sek icmenin zamani gelmisti."
"Taşırlar insanları kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırası geleceğini söylediği için taşırlar insanı..."
"Tek spor sekstir,herkes kazanır;hepsi bu"
"nefsi müdafa bile değildi yaptıklarımız, düşüncelerimiz. hayatımızdaki tek gerçek nefsi müdafa intihardı.
"ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün!"
" kin'in yas'ından eser kalmaz bu gidişle. ismim ahmet olur. pierre olur. insanın hayvanından eser kalmaz bu gidişle. mesleğim işçilik olur, politikacılık olur. hayatın ölümünden eser kalmaz bu gidişle. evim uyku olur. kinyas rüya olur... "
"Ölüm mutlu bir son olamazdı kimse için. Ama yine de insanlar kendilerini kandırmak için hayatlarını dönemlere bölüyorlar. Ve, ancak o dönemlere mutlu son'lar uydurabiliyorlar. Oysa hayat her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdir"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder