Michel Butor-Çeviri:Elif Koşan-232 sayfa
Saat sabahın ikisi ya da üçüymüş (rüyamda), sokaklarda tek başıma
yürüyormuşum. Castille’le karşılaşıyorum, sanırım birkaç yere
uğrayacakmış, ben de ona eşlik edeceğimi, hazır araba da varken özel
bir iş için bir yere uğrayacağımı söylüyorum. Bir arabaya biniyoruz,
yeni çıkmış bir kitabımı büyük bir randevuevinin sahibesine armağan
etmeyi görev sayıyormuşum. Kitabı elimde tutup bakarken anlıyorum, bu
eseri bu kadına armağan etmeyi gerekli görmemin nedeni meğerse kitabın
müstehcen olmasıymış.
Baudelaire, 13 Mart 1856 Perşembe sabaha
karşı gördüğü rüyadan öylesine etkilenir ki rüyayı hiç zaman
kaybetmeden, bütün ayrıntısıyla kâğıda döküp arkadaşı Charles
Asselineau’ya gönderir. Kaleme alma gereğini duyduğu tek rüyadır bu.
Peki nedir onu böylesine önemli kılan? Bir gün önce Baudelaire Sıra
Dışı Öyküler adlı ilk kitabını, Edgar Allan Poe’dan yaptığı öykü
çevirilerini yayınlatmayı başarmıştır. Poe’ya olan hayranlığı
düşünüldüğünde hayatının dönüm noktalarından biridir bu tarih
Sıra dışı bir yazınsal hafiyelik...
Sıra dışı bir rüya çözümlemesi...
Sıra dışı bir yazın eleştirisi...(Arka Kapak)