Yapı Kredi Yayınları-144 Sayfa
"Medarı
Maişet isimli bir hikaye kitabı çıkardım. Hayatı toz pembe görmüyorum
diye mahkemeye verildim. Üç beş kuruş kazanalım derken, iki bin lira
mahkeme masrafı ödedim üzüntüsü de caba, kahramanlarım rahat etmek için
hapse giriyorlardı. Bütün sebep bu.."diyerek, kitabından dolayı
yargılanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren yazar, bu romanında
tanıdık Sait Faik insanlarının yanında hiç tanımadığımız insanların da
hayatlarını gözler önüne seriyor.‘..şu
karşıki sandalı görüyor musun? bakın sahile yaklaşıyor. onu yürüten şey
nedir? kürekleri değil mi? ya şu uçan martılar! kanatları yolunsa artık
uçabilir mi? düşünce de böyledir. dört duvar arasına kapatılmak
istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını
kaybeder..’
Özet:
Olay Ali Rıza’nın para kazanamadığı için kızı Melek’i bir berber olan
Dimitro’nun yanında çalışmasıyla başlar. O güne kadar eve bakan
Hikmet’tir. Hikmet Ali Rıza’nın bir kış günü sokakta bulduğu kimsesiz
çocuktur. Hikmet para kazanmak için gazete satmış, ayakkabı boyamıştır.
Fakat o günlerde Medarı Maişet adlı bir motorda motorculuk
öğrenmektedir.
YOLCULUKTA
Maçka’da bir apartmanın dördüncü katında ana-baba ile oğullarından
oluşan bir aile oturur. Bu ailenin Zehra adında bir hizmetçisi vardır.
Zehra evin küçük beyi Fahri’ye hayrandır. Evin hanımı bu hayranlığın bir
tutkuya dönüşmesinden ve oğlunu zorunluluktan dolayı bile olsa bir
hizmetçi ile evlenmesinden daha korkunç bir şey olmadığını
düşünmektedir. Bu nedenle oğlu Fahri’yi bir süreliğine amcasının yanına
göndermeğe karar verir. Amcası küçük bir kasabada oturmaktadır. Fahri
kasabaya trenle gider. Trende Erzurumlu bir dalgıç da vardır. Fahri bu
dalgıçla kısa bir sürede arkadaş olur. Dalgıç birçok anısını anlatır. Bu
arada Fahri’nin ineceği istasyon olan Arifiye’ye ulaşmışlardır.
BERBER DÜKKANININ AÇILMA MERASİMİ
Berber dükkanının açılma merasimi hiç de parlak geçmez. Melek’in dükkanı
güzeldir ama müşterisi azdır. Bu nedenle Melek birçok hileye
başvurmaktadır. Bu hilelerden birini Fahri’ye yapmağa karar verir. Fahri
tam dükkanın önünden geçerken Melek kapıyı açar ve kapı Fahri’ye
çarpar. Fahri, Melek’in ne yapmağa çalıştığını anlamıştır. Ertesi gün
Fahri dükkanın önünden geçerken Melek’e tıraş olmağa karar verir. O gün
Melek ile Fahri çok iyi dost olurlar. Aradan günler geçer, dostlukları
pekişir. Bir gün Fahri, Melek’in dükkanının önünden geçerken Melek’e
selam bile vermez. Melek bundan kuşkulanır ve Fahri’nin yanına gider.
Fahri çok hastadır. Melek bütün gece Fahri’nin yanında bekler. Bunu
Melek’in babası Ali Rıza duyar ve aralarında dostluktan öte bir şeyler
olduğunu düşünür. Komşuların da baskısıyla Fahri’den hesap sormağı
düşünür. Melek eğer böyle bir şey olursa babasının bir daha onu
görmesinin imkansız olduğunu söyler.
BİRTAKIM İNSANLAR
Fahri’nin hastalığı giderek ilerler ve ölür. Bu arada Hikmet seferden
döner, bu olayları komşulardan duyar ve Melek’e olan sevgisi azalır.
Hikmet yıllardan beri uzun seferlere çıkmaktadır,bu seferler onu çok
yormuştur. Bu nedenle bu işi bırakır ve bir adada bekçi olarak çalışmaya
başlar. Bu işte yalnızlık çok zordur. Bu nedenle eski bir arkadaşı olan
Mustafa’yı yanında çalıştırmağa karar verir. Bir aralar Mustafa eve her
akşam mezeler,rakılar getirmeğe başlar. Hikmet bu işten şüphelenir ve
ne iş yaptığını sorar, Mustafa ona balıkçılık yaptığını söyler. O akşam
eve polisler gelir ve Mustafa hırsızlık yaptığını itiraf eder. Hikmet
‘in hiç suçu olmadığını söylediği halde Hikmet’i de hapse atarlar. Bu
arada Melek Ankara’ya yerleşir. Orada evlenir ve bir çocuğu olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder