9 Ekim 2012 Salı

Birtakım İnsanlar (10.12)

Yapı Kredi Yayınları-144 Sayfa
"Medarı Maişet isimli bir hikaye kitabı çıkardım. Hayatı toz pembe görmüyorum diye mahkemeye verildim. Üç beş kuruş kazanalım derken, iki bin lira mahkeme masrafı ödedim üzüntüsü de caba, kahramanlarım rahat etmek için hapse giriyorlardı. Bütün sebep bu.."diyerek, kitabından dolayı yargılanmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren yazar, bu romanında tanıdık Sait Faik insanlarının yanında hiç tanımadığımız insanların da hayatlarını gözler önüne seriyor.‘..şu karşıki sandalı görüyor musun? bakın sahile yaklaşıyor. onu yürüten şey nedir? kürekleri değil mi? ya şu uçan martılar! kanatları yolunsa artık uçabilir mi? düşünce de böyledir. dört duvar arasına kapatılmak istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını kaybeder..’
Özet:



Olay Ali Rıza’nın para kazanamadığı için kızı Melek’i bir berber olan Dimitro’nun yanında çalışmasıyla başlar. O güne kadar eve bakan Hikmet’tir. Hikmet Ali Rıza’nın bir kış günü sokakta bulduğu kimsesiz çocuktur. Hikmet para kazanmak için gazete satmış, ayakkabı boyamıştır. Fakat o günlerde Medarı Maişet adlı bir motorda motorculuk öğrenmektedir.

YOLCULUKTA

Maçka’da bir apartmanın dördüncü katında ana-baba ile oğullarından oluşan bir aile oturur. Bu ailenin Zehra adında bir hizmetçisi vardır. Zehra evin küçük beyi Fahri’ye hayrandır. Evin hanımı bu hayranlığın bir tutkuya dönüşmesinden ve oğlunu zorunluluktan dolayı bile olsa bir hizmetçi ile evlenmesinden daha korkunç bir şey olmadığını düşünmektedir. Bu nedenle oğlu Fahri’yi bir süreliğine amcasının yanına göndermeğe karar verir. Amcası küçük bir kasabada oturmaktadır. Fahri kasabaya trenle gider. Trende Erzurumlu bir dalgıç da vardır. Fahri bu dalgıçla kısa bir sürede arkadaş olur. Dalgıç birçok anısını anlatır. Bu arada Fahri’nin ineceği istasyon olan Arifiye’ye ulaşmışlardır.

BERBER DÜKKANININ AÇILMA MERASİMİ

Berber dükkanının açılma merasimi hiç de parlak geçmez. Melek’in dükkanı güzeldir ama müşterisi azdır. Bu nedenle Melek birçok hileye başvurmaktadır. Bu hilelerden birini Fahri’ye yapmağa karar verir. Fahri tam dükkanın önünden geçerken Melek kapıyı açar ve kapı Fahri’ye çarpar. Fahri, Melek’in ne yapmağa çalıştığını anlamıştır. Ertesi gün Fahri dükkanın önünden geçerken Melek’e tıraş olmağa karar verir. O gün Melek ile Fahri çok iyi dost olurlar. Aradan günler geçer, dostlukları pekişir. Bir gün Fahri, Melek’in dükkanının önünden geçerken Melek’e selam bile vermez. Melek bundan kuşkulanır ve Fahri’nin yanına gider. Fahri çok hastadır. Melek bütün gece Fahri’nin yanında bekler. Bunu Melek’in babası Ali Rıza duyar ve aralarında dostluktan öte bir şeyler olduğunu düşünür. Komşuların da baskısıyla Fahri’den hesap sormağı düşünür. Melek eğer böyle bir şey olursa babasının bir daha onu görmesinin imkansız olduğunu söyler.

BİRTAKIM İNSANLAR

Fahri’nin hastalığı giderek ilerler ve ölür. Bu arada Hikmet seferden döner, bu olayları komşulardan duyar ve Melek’e olan sevgisi azalır. Hikmet yıllardan beri uzun seferlere çıkmaktadır,bu seferler onu çok yormuştur. Bu nedenle bu işi bırakır ve bir adada bekçi olarak çalışmaya başlar. Bu işte yalnızlık çok zordur. Bu nedenle eski bir arkadaşı olan Mustafa’yı yanında çalıştırmağa karar verir. Bir aralar Mustafa eve her akşam mezeler,rakılar getirmeğe başlar. Hikmet bu işten şüphelenir ve ne iş yaptığını sorar, Mustafa ona balıkçılık yaptığını söyler. O akşam eve polisler gelir ve Mustafa hırsızlık yaptığını itiraf eder. Hikmet ‘in hiç suçu olmadığını söylediği halde Hikmet’i de hapse atarlar. Bu arada Melek Ankara’ya yerleşir. Orada evlenir ve bir çocuğu olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder