28 Haziran 2011 Salı

Beyaz Diş(06.11)

Jack London 176 sayfa
Beyaz Diş Kuzeyin ormanlarında yaşam kavgası... Açlık ve hayatta kalma çabası... Beyaz Diş, bir kurt kırması hem kurt hem de köpek kanı taşıyor. Ormanda yapayanlız hayatta kalmaya çalışıyor. Bir gün, o ana kadar yaşadığı mağranın duvarını geçip hayata atılıyor ve her şeyi en baştan keşfetmeye koyuluyor. Vahşi doğanın çetin şartları, yaratılışındaki sertliği gün geçtikçe daha çok besliyor. Ve sonunda Beyaz Diş, amansız bir kurt oluyor. Derken efendiyi yani insanı tanıyor. 
Özet;

On Emir (06.11)


Graham Phillips
.Çeviren: Gülçin Konuk
Yayın Yılı: 2011
326 sayfa
Binlerce yıldır merak edilen, tüm ülkeleri peşinden sürükleyen Hz. Süleyman'ın Hazinesi'nin şifresi neydi?
Efsaneye göre Kutsal Ahit Sandığı, 10 Emir'in saklandığı bir sandıktı. Bu sandığı ele geçiren Tanrı'yla iletişime girebilecek, aynı zamanda da dünyayı ele geçirebilecek güce sahip olacaktı. Yüzyıllardan beri bu sandığın peşine bütün ülkeler, krallar ve liderler düşmüştür. Bizans ve Roma İmparatorluğu'ndan, Osmanlı İmparatorluğu'na, İngilizlerden, Amerikalılara birçok ülke hâlâ bu sandığın peşinde. Uğruna yüzlerce film çekilen (İndiana Jones gibi), binlerce kazı yapılan bu sandığı Graham Phillips bulabilecek mi?

27 Haziran 2011 Pazartesi

Aşkın Gözyaşları II (06.11)

272 sayfa-Sinan Yağmur
Kitaptan;
-İnsanoğlu erişince maksuda,mutlaka yüzüne döner mahbuba. 
-İnsanlar günahlarıyla övünüpsevaplarla alay ediyorlarsa,şeytan yüreklerinde tavaf ediyor demektir.Şems'e sırtını dönenler şeytanın kucağına düşmüş demektir.
-Hiç gitmeyecekmiş gibi sevdim seni,hiç sevmemiş gibide gitmiş değilim.
-İnsanın aşk şebnemi ile yoğruldu.Ruhun damarına aşkın neşteri vuruldu.Ondan bir damla aktı.Ve ona da"gönül" adını verdiler.
-Aşk"için"sizdir.Alemin bütün gayelerinin gayesinin"için"i olmaz.

17 Haziran 2011 Cuma

Yüzyıllık Yanlızlık(06.11)

Gabriel Garcia Marquez
416 Sayfa -1982 Nobel Edebiyat Ödülü
Yakın akraba evliliği yüzünden ancak yüz yıl sonra soylarının tükenmesiyle bitecek olan yüzyıllık yalnızlıkla lanetlenmiş bir soyun Macondo adlı düşsel bir nehir kasabasındaki içsel yalnızlığı konu alınmıştır. 
Türkiye’de ilk yayımlanmasının üzerinden yirmi üç yıl geçtiği hâlde bugün hâlâ basılıyor olması, Marquez’in bu başyapıtının dünyayı saran Latin büyüsünün bir kanıtıdır.
Özet;

11 Haziran 2011 Cumartesi

On Ölüm Şarkısı-Cenap Şehabettin

Rüzgar değmez oldu artık yüzüme
Gün ışığı kapıma boş yere gelir;
Kötü bir düş gibi dolar gözüme
Bu toprak bana dağ, size tepedir!
Toprak yukarda, gül, aşağıda yılan!
Elimde kelepçe, gözümde burgu!
Toprak, kemiğimden etimi soyan
Hırsız, kanlı katil, kefen soyucu!
Bütün uzuvlarım bana darılmış
Kulağım unutmuş artık sesimi;
Hepsi ayrı ayrı hayale dalmış
Bu omuz, bu ayak bu el benim mi?
Girdiğim çukurdan iki facia:
Burda karınca dev, insan noktadır;
Toprağın altında bir zaman daha
Tırnaklar ve saçlar uzamaktadır!
Ölüler, ölüler, koşun imdada!
Ölüler, sizin en yoksulunuzum!
Ölüler, koşun ki öbür dünyada
Topraktan bir sema ile mahpusum!
Yağmur çisil çisil üstüme yağar.
Tabiat kardeşim yasıma ortak;
Şehrin üzerinde uçan bulutlar
Serviler ucunda sallanan bayrak!

Diriliş Çanakkale 1915(06.11)

Turgut Özakman -Bilgi Yayınevi
Özellikler: Boyut: 13 x 19,5 / 2. Hamur / 688 sayfa
Yayın Tarihi: Şubat 2008 Tür: Tarih
Tarihin en eski milletlerinden birinin dirilişi… Ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa dirilişi…
Çanakkale Savaşı, dünyanın tanık olduğu ilk dünya savaşının kaderini baştan sona değiştiren, sömürgeci ve emperyalist ülkelere karşı özgürlüğün destanının yazıldığı, her anı, her karesi ibret ve kahramanlık hikâyeleri ile dolu olan bir savaş. Hem deniz savaşlarında Nusret mayın gemisinin ve Seyit onbaşının öyküsü, hem kara muharebelerinde nice isimsiz kahramanların hayranlık uyandıran mücadeleleri, milletimizin ne kadar asil, yüce ve aynı zamanda insancıl olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.

10 Haziran 2011 Cuma

Pandora'nın Kutusu(2008)

Yönetmen,Senaryo Yazarı : Yeşim Ustaoğlu
Tür : Duygusal    Süre : İmbd:7.2

İstanbul’un farklı bölgelerinde yaşayan, her biri diğerinden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmış, birbirinden habersiz, tam anlamıyla orta yaş ve sınıfa mensup üç kardeş, bir gün doğup büyüdükleri Batı Karadeniz’in dağlarındaki köylerinden gelen bir telefon ile bir araya gelir. Yaşlı anneleri Nusret Hanım kaybolmuştur. Annelerini bulmak için bir araya gelen üç kardeşin bu metazori yolculuğu saklı kalan pek çok sorunun, hayatlarındaki ve ilişkilerindeki birçok çarpıklığa dair iyi kötü pek çok şeyin, tıpkı Pandora’nın Kutusu’ndaki gibi, açılmasına neden olur. Nusret Hanım’ı anlayacak tek kişi ise büyük abla Nesrin’in, hayatı sorgulayan kaçak oğlu Murat olacaktır. Murat ve Nusret Hanım’ın yollarının kesişmesi, dağlara gidip orada ölmeyi isteyen Nusret Hanım’ın dileğinin gerçekleşmesinin başlangıcı olan bir yolculukla son bulur.

3 Haziran 2011 Cuma

Sofienin Dünyası-Jostien Gaarder(05.11)

Jostein Gaarder, Sofi'nin Dünyası, Çev.: Sabir Yücesoy, Pan Yayınları, İstanbul 1997.BM taburunda binbaşı olarak görev yapan Albert Knag’ın okullarda verilen felsefe eğitimi yetersiz ve toplumun felsefenin önemini yeterince brnimsememesinden dolayı Sofi adındaki bir kızın felsefe tarihi içindeki heyecanı ve bir o kadar da düşündürücü olan serüvenini yer aldığı felsefe tarihi üzerine bir roman yazıp bunu onbeşinci yaş gününde kızı Hilde’ye armağan etmesi anlatılmaktadır.
İnsanlar dünyayı oldukları gibi kabullenmeyip var oluşlarını, kim olduklarını, neden ve nasıl yaşamaları hakkında düşünmeleri için yazılmış,felsefe tarihini anlatan bir kitap.

1 Haziran 2011 Çarşamba

aşkın sehidi-Ahmet Turgut(05.11)

(500 sayfa)AŞKIN ŞEHİDİ” romanı Hz.Hüseyin’in son 99 gününü konu ediniyor.
 Kitaptan;
"Nefis ister, akıl gerekçeler bulur, vicdan aklar.
Oysa sen kendini kandırsan bile unutma ki;
Allah hesap sûrar. Ellerinle kendini ateşe atma!..'
KERBELÂ, Hüseyin ve yoldaşlarının katligâhı...
Orada kan ve gözyaşı var. Oradaki susuzlukla senin de ciğerlerin kavrulur. Ve başlarsın âh-u figan etmeye.
İçin yandıkça görürsün: Kerbelâ hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır. Teslimiyetin, adanmışlığın ve sadakatin zirvesidir. Her biri ayrı bir şiar olan yetmiş iki şehidin yurdudur Kerbelâ...
Onlara kapılanırsan nakşolur kalbine: Aslında her yer Kerbela’dır, her gün Âşûra...
Ve dile gelir Kerbelâ: "Benim için ağlama. Kendine bak!" der...
"Adına lanetler okuduğun Yezid bizatihi nefsindir. Hesapsızca ister, bu uğurda canlar yakar. Hüseyin'i terk edenleri kınamadan evvel bir kez daha düşün! Sende bir akıl var. Sadece kendi çıkarlarını hesap eder ve heveslerini haklı göstermek için türlü bahaneler uydurur!'
Kerbelâ ikazla yetinmez. Kurtuluşun yolunu da gösterir:
"Hüseyin'i Allah katından sana üflenen ruh belle!.. Arına paklana yücelir-sen sen de Rabbinden bir delil oldun demektir. Aşka Şahit isen bu Şehadet kutlu olsun. Sen Aşk ile her dem diri kalanlardansın. Ve Aşkın Şehidisin!..."

Bu ülke-Cemil Meriç(05.11)

339 sayfa-SosyolojiBu eser, Cemil Meriç‘in düşüncelerinden, izlenimlerinden, duygularından, anılanndan oluşan, kendini anlamak ve anlat­mak için kaleme aldığı, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının kronolojik bir sıra içinde derlenmesinden oluşmuş­tur. Bu Ülke adlı eser, Ülkemizin trajedisini anlatan önemli bir denemedir.
Kitaptan;
-Düşünceleri ayakta tutan insanlardır,insanları yıkmadıkça düşünceleri sarsamayız
-Aşırı ve düzensiz okuma,hafızayı düşünce mekanizmasını bozar.Marazi okumanın belirtilerinden biride hafıza zayıflamasıdır.Hatta gündelik hayattan kopar,cevresinde olup bitenleri göremez anlayamaz.
Okuduğunu tahlil etmeyen,daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan her an kendi kafasını kullanmayan zekasını mahveder.
-Zihin arı,kitap çiçek,dış dünya kovan.
-Okumak iki ruh arasında aşikane bir mülakattır.