İnsanın kendi içiyle diyalogunun var olduğu bu ilk roman, suçlu
dediğimiz insana uzaktan bakmak yerine, bu insanın hayatına girmemizi
sağlıyor, onun da bir insan olduğunu fark ettiriyor.
30 Aralık 2011 Cuma
İdam Mahkumunun Son Günü (12.11)
Victor Hugo-152 sayfa-Çeviri:Buket Yılmaz
3 Şubat 1829 tarihinde Fransa’da imzasız
incecik bir kitap yayınlandı. Bir idam mahkûmunun yaşadığı son günlerde
kafasından geçenlerin anlatıldığı bu kitap seyirlik bir gösteri
niteliğindeki idamları ilk defa idama mahkûm edilmiş birinin bakış
açısıyla ele alıyordu. Hâkimlerden sonra bizler de onları
düşüncelerimizle yargılarken, hiç düşünmüş müydük; acaba ne
hissediyorlar, hücrelerinde yalnız kaldıkları zaman kafalarına hangi
düşünceler üşüşüyordu?
21 Aralık 2011 Çarşamba
Kutsal Sığınak (12.11)
Cem Yayınevi-Çeviri Ender Gürol-231 Sayfa Roman
Popoye
serseri, başı boş, içkici bir adamdır. Harace benbow karısından ayrı
yaşamaktakta olan Kingson da avukatlık yapan bir adamdır. Bir gün
Jefforsana gitmek için su içmekte olduğu bir pınarın başında Popoye'nin
ona bakmakta olduğunu görür. Bu kişi Benbowdur. Benbow avukattır ve
Jefforsana gitmektedir. Popoye bu adamı alır ve eski yıkıntı bir eve
götürür.
Ruby,Popoye,Tomy
ve Lee bu evde yaşamaktadır. Ruby ve Lee'nin bir de bebeği vardır.
Rubby bütün gün bu sarhoşlara yemek hazırlar ve onların işlerini görür.
Onlar evdeyken Lee eve gelir ve Benbowa Jefforsana gitmek için Tommy'nin ona kamyona kadar eşlik ediceğini söyler. Benbow
diğer gün kız kardeşinin evine gelir. Kız kardeşinin on bir yaşında bir
çocuğu vardır ve eşinin teyzesiyle birlikte yaşamaktadır. Burada da kız
kardeşinin bahçede bir adamla gezmekte olduğunu görür. Bu adam
Gawandur. Bembow'la tanışırlar ve Benbow ondan hiç hoşlanmaz.
Mantıku't- Tayr (12.11)
Antik Yayınları-Çeviri:Sedat Baran-416 Sayfa-Doğu Klasikleri
Feridüddin Attar Mantıku't-Tayr (Kuş Dili) eserinde çok zengin bir sembolik dil kullanmış ve Hakikatı arayanları, yani Hakikat Yolunun Yolcularını kuşlarla simgelemiştir. Amaçları, padişahsız hiç bir ülke olmadığı düşüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padişah seçmektir. Ancak yol, uzun ve zahmetli, menzil uzaktır...
Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunların arasında, nefsani arzular, servet istekleri, ayrıldığı yeri özlemesi, geride bıraktığı sevgilisinin hasretine dayanamamak, ölüm korkusu, ümitsizlik, şeriat korkusu, pislik endişesi, himmet, vefa, küskünlük, kibir, ferahlık arzusu, kararsızlık, hediye götürmek dileği gibi hususlarla; bir kuşun sorduğu "daha ne kadar gidileceği" sorusu vardır.
Hüthüt hepsine, hepsine, bıkıp usanmadan tatminkar cevaplar verir ve daha önlerinde aşmaları gereken "yedi vadi"(İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Yokluk ) bulunduğunu söyler. Ancak, bu "yedi vadi"yi aştıktan sonra Simurg'a ulaşabileceklerdir...
Feridüddin Attar Mantıku't-Tayr (Kuş Dili) eserinde çok zengin bir sembolik dil kullanmış ve Hakikatı arayanları, yani Hakikat Yolunun Yolcularını kuşlarla simgelemiştir. Amaçları, padişahsız hiç bir ülke olmadığı düşüncesiyle, kendilerini yönetmek üzere bir padişah seçmektir. Ancak yol, uzun ve zahmetli, menzil uzaktır...
Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunların arasında, nefsani arzular, servet istekleri, ayrıldığı yeri özlemesi, geride bıraktığı sevgilisinin hasretine dayanamamak, ölüm korkusu, ümitsizlik, şeriat korkusu, pislik endişesi, himmet, vefa, küskünlük, kibir, ferahlık arzusu, kararsızlık, hediye götürmek dileği gibi hususlarla; bir kuşun sorduğu "daha ne kadar gidileceği" sorusu vardır.
Hüthüt hepsine, hepsine, bıkıp usanmadan tatminkar cevaplar verir ve daha önlerinde aşmaları gereken "yedi vadi"(İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Yokluk ) bulunduğunu söyler. Ancak, bu "yedi vadi"yi aştıktan sonra Simurg'a ulaşabileceklerdir...
20 Aralık 2011 Salı
Ah Muhsin Ünlü
Alengirli Şiir
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
İyi kitaplar okudum bir b.ka yaramadı..
Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
İşin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
Küsmesi,barışması,ayılması
,bayılması
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
Hepsi ağzıma s.çtı..
Ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
Her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
Seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
Ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
İçime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
Ben seni severim sevmesine de
İş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
İyi kitaplar okudum bir b.ka yaramadı..
Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
İşin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
Küsmesi,barışması,ayılması
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
Hepsi ağzıma s.çtı..
Ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
Her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
Seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
Ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
İçime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
Ben seni severim sevmesine de
İş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
Ah Muhsin Ünlü
19 Aralık 2011 Pazartesi
Aziz Nesin
SEÇİM
Yürüye yürüye yolumu aştım
Kendimi köprü yapıp üstünden geçtim
Soluğumdan oluştu havam
Kendi havamda uçtum
Yüze yüze yaptım denizlerimi
Kendi denizlerimden göçtüm
Tırmanarak yükselttim kendi dağımı
Hergün daha yücelere aştım
Görmek için önümü yaktım kendimi
Kendi ateşime kendim düştüm
Ne kuldan ne Tanrıdan
Busaonu kendime kendim seçtim.
Aziz Nesin
Yürüye yürüye yolumu aştım
Kendimi köprü yapıp üstünden geçtim
Soluğumdan oluştu havam
Kendi havamda uçtum
Yüze yüze yaptım denizlerimi
Kendi denizlerimden göçtüm
Tırmanarak yükselttim kendi dağımı
Hergün daha yücelere aştım
Görmek için önümü yaktım kendimi
Kendi ateşime kendim düştüm
Ne kuldan ne Tanrıdan
Busaonu kendime kendim seçtim.
Aziz Nesin
18 Aralık 2011 Pazar
Uyanışlar (1990)
121 dk.Dram.Amerika Yapımı. İmbd:7,6
Dr. Malcolm Sayer, insan ilişkileri çok zayıf olan ve hayatı boyunca
labaratuvarlarda bilimsel araştırmalar yapan bir doktordur. Personel
yetersizliği yaşayan bir hastane, başka başvuru olmadığı için Sayer'ı
işe almak zorunda kalır. Dr. Sayer, tamamı çok uzun yıllardır bilincini
kaybetmiş ve hareketsiz görünen hastaları tedavi etmek ister.
Bir konferansta başka bir hastalık için geliştirilen L-Dopa adlı ilacın
kendi hastalarına da derman olabileceğini düşünen Sayer, şansını denemek
ister. İlacı Leonard Lowe üzerinde denemek için izin alan doktor, ilk
başta başarılı olur ancak zamanla ilacın yan etkileri ortaya çıkmaya
başlar.Fragman:http://www.youtube.com/watch?v=fFDXlEY3Od0
3 Aralık 2011 Cumartesi
Otomatik Portakal (11.11)
İş Bankası Yayınları-Çeviri:Aziz Üstel-176 Sayfa
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...(Arka Kapak)
Özet;
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...(Arka Kapak)
Özet;
2 Aralık 2011 Cuma
Mülksüzler (11.11)
Metis Yayınları Çeviri:Levent Mollamustafaoğlu-336 Sayfa
Devrim düşünen bir akılda başlar.
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak."
"Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen(üstü kapalı,dolaylı) katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı(Arka Kapak)
Kitaptan;
Devrim düşünen bir akılda başlar.
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak."
"Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen(üstü kapalı,dolaylı) katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı(Arka Kapak)
Kitaptan;
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)