Metis Yayınları Çeviri:Levent Mollamustafaoğlu-336 Sayfa
Devrim düşünen bir akılda başlar.
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi
vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak."
"Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar; Odo romandaki
olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya
da yalnızca zımnen(üstü kapalı,dolaylı) katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla
başlamıştı(Arka Kapak)
Kitaptan;
"Siz
bizim tarihimizsiniz. Belki biz sizin geleceğiniziz. Öğrenmek
istiyorum, görmezlikten gelmek değil." Shevek Urras'ta ki bilim
adamları ile bir süredir fizik alanında görüşlerini paylaşmaktadır.
Ancak "satın almanın ve satmanın","güç'ün" dünyasında bilim bir takım
güç dengelerini değiştirmek için bir araçtır. Shevek Urras'a
görüşlerini paylaşmak, devrimi orada ateşlemek ve duvarları yıkmak
amacıyla gider. Urras hakkında bildikleri Odo'nun yazdıkları ile
sınırlıdır. Urras farklıdır. Çok verimli toprakları, okyanusları,
Anarres’te olmayan ve bitkileri ve Anarres'tekilerin hiç görmediği
hayvanları ile. Urras ayrıca "satın alma, satma, sahip olma,
biriktirme, statü, ataerkillik, bencillik, konformizm ve devlet" gibi
Shevek'in anlayamadığı bir yaşamdır. Her şeyi yüzeyselleştiren, tüketim
diliyle konuşan bayağı yaşantılarından fazlasıyla memnun Urraslılar
–yumuşakçalar– derinliğine ilerleyememenin böcekçe korkusuyla süslü
ambalajlarında bir iktidar ucubesi olarak Shevek'in karşısına çıkarlar.
Temel ahlaki varsayımının mülkiyet ve karşılıklı saldırganlık olduğu
toplumda nesneler, duygular, aşklar, insanlar alınır satılabilir ve
tüketilebilirdi. Zenginlik yani ekonomik iktidar, cinselliğin erkeğin
iktidarı, hiyerarşik ilişkilerin kanıksanması ve güce tapınmanın
izdüşümü özellikle kadınların konumunda dikkat çekicidir. Kadınların
Urras'ta bir amacı ve yeri yoktur. "Mülk sahibi sınıfların erkek
üyelerini cinsel kullanımı için saklanan kadınlar, mülksüz sınıfın
insanları tarafından kendilerine akşam yemeği sunulana dek bütün gün
kumsalda yatar" (s. 45) ya da Artonun Shevek'in savaş karşısındaki
tutumuyla odocu görüşü eleştirmek için söylediği sözler statü ve
aristokratik yaşam tarzının kadın ayrımcılığının simgeleşmesi:
"Odoculuğun derdi ne biliyor musun dostum, biraz kadınsı olması.
Yaşamın erkekçe yönlerini almıyor. Kan ve çelik, savaşın parıltısı..."
(s. 256) Urras'ta herşey Devlet içindir ve Devlet her şeydir. Urras'ta
yaşayanlar için "yönetmek-yönetilmek" kaçınılmaz ve doğaldır.
Otoritenin dil'i ile düşünürler, konuşurlar, eylerler. Otoritesiz bir
dünyayı tasavvur edemezler. Oysa Shevek oradaki varlığı ile "Devletin
gereksizliğinin kanıtıdır". Urras'ta eşitlik ilişkileri hiyerarşi ile
belirleniyorken ve yönetiliyorken Anarres'te yönetilen tek şey üretim
ve organizasyonudur. Urras Anarres'in tarihidir, Anarres'te Urras'ın
geleceği...
Shevek İo'da Odocu düşünceleri yaymak Anarres
ile Urras arasında bir dayanışma başlatmak istiyordu.Ancak kapitalist
İo devletini sosyalist Thu devletine tercih etmişti (Urras'ta iki
hükümet var Kapitalist İo, Sosyalist Thu). Shevek neden özgürlükçü
idealin kapitalist toplumda, sosyalist toplumda olduğundan daha kolay
yeşereceğini düşünüyordu? Shevek'in sosyalist Thu devletini daha
totaliter ve yurtsever olduğunu, otoriter devlet aygıtının daha katı
işlediğini bildiği için mi yoksa Le Guin'in tarihsel materyalizme,
liberal marksizme sıcak bakması mı kapitalist toplumun daha rahat
dönüşeceği düşüncesine etkili olmuştu. Belki her ikisi de...
Anarres
çok zor bir dönemden geçiyordu. Zaten kıt olan doğal kaynaklar gittikçe
azalmış kış acımasızca Anarreslileri açlıkla yüz yüze bırakıyordu.
Gönüllü çalışmalar ve dayanışma ne kadar artsa da açlık bir süre sonra
kaçınılmaz olarak şiddete, mülkiyetçiliğe dönmeye başlıyordu. (s. 230)
Ayrımcı
ve mülkiyetçi dünyanın tam içinde bir o kadar da uzak olan Shevek
konuşamamaktan, devrimden söz edememekten bıkmıştı. Shevek'i Urras'a
getiren iletişim gereksinimi, duvarları yıkmak isteğiydi. Düşüncenin
doğasında iletilmek yazılmak ve gerçekleştirilmek vardı. Bu konumunda
Shevek ruhu gün ışığına koşan çocuk gibi cebinde bulduğu mesajın
peşinden gider. "Haksızlık ve baskıdan bunaldık ve karanlık gecede
özgürlük ışığını görmek için yüzümüzü kardeş dünyaya çevirdik. Bize
kardeşlerine katıl!" (s. 175) Shevek notu cebine koyan Liberter
Sendikalistlerle İo genel grev gösterisi ile hükümetini sarsmaya
hazırlanmaktadır. Yönetim meydanında yüz binlerce insan özgürlüğü
haykırır sözleri İo hükümeti
askerlerinin kalabalığa ateş açması ile kesilir... Binlerce insan az
önce şarkıların, coşkunun yankılandığı meydanda acımasızlığın sessiz
tanığı olarak yatmaktadır. İo hükümeti cadı avı başlatır... Shevek'in
Urras'la Arz'la. Hain'le kardeşlik bağı oluşturma isteği, Urras'ta
özgürlüğün yeşerebileceğine inancı yıkılmıştı. Anarres'e dönme vakti
gelmişti. "Gerçek yolculuklar geri dönüşlerdir."
Le Guin; marksizmden, anarşizmden, taoculuktan etkilenmiş feminist bir yazardır. Tüm
dünyada pek çok eleştirmen ve okur tarafından okunmuş üzerine yazılar
yazılmıştır. Anarres
gezegenini; doğal koşulları, kıtlığı, kötü iklim koşulları göz önüne
alındığında ve anarşistleri arasında iktidar heveslileri, bürokrat
özentileri de dikkate alındığında ütopya olarak kabul etmek zor. Ancak
"müksüzler" ve "mülksüzlük" bir ütopya.
Vermediğiniz şeyi alamazsınız ,kendinizi vermeniz gerekir.Devrimi satın alamazsınız.Devrimi yapamazsınız devrim olabilirsiniz ancak.Devrim ya ruhunuzda yada hiçbir yerde..
Yazar; insanların
bugünkü toplumda egemen olan acıların, eşitsizliklerin ve sömürünün
kaynağında –romanın adı ile ilintili olarak– mülkiyeti görür ki çok
haklıdır. Anarres'tekiler özgürdür çünkü hiçbir şeye sahip değildirler.
Urras'taki sahipler ise sahiplidir ("Sahip oldukların bir süre sonra
sana sahip oluyor"–Fight Club)
Shevek hiçbir zaman
kapitalizmi, mülkiyetini ve yaşam ahlakını anlayamıyordu, öğrenemiyordu.
Sözgelimi bir bankadaki işlemler ona ilkel bir dinin ayinleri gibi
anlamsız ve karmaşık geliyordu (s. 119) Roman iki yolculuk üzerine
kurulu: Biri gidiş diğeri dönüş. Ama aslında "gidiş" eski dünyaya
"dönüş" , "dönüş" ise farklı bir insan olarak farklı bir dünyaya ilk
kez "gidiş" Le Guin bize mükemmel bir dünyayı tasvir etmiyor,
olabilecek en iyi yaşamın içindeki tehlikeleri gösteriyor.
"Bir hırsız yaratmak istiyorsanız sahip yaratın. Suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun" "Yeniden Anarres'te Doğalım...."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder