Orhan Gazi babası Osman Bey'in anısına o dönem ki başkent
Bursa'da büyük bir camii yaptırmaya karar vermiş. Emrindeki bütün
mimarları çağırmış huzuruna. "Babam Osman Gazi'nin anısına güzel olduğu
kadar görkemli bir camii yapılmasını istiyorum. En güzel projelerinizi
yapın getirin bana." demiş onlara. Kısa bir süre sonra bütün mimarlar en
güzel projeleriyle Orhan Gazi'nin huzuruna gelirler. Bütün projeleri
tek tek inceleyen Orhan Gazi içlerinden en beğendiğinin sahibi mimarı
çağırtmış ve ona kusursuz bir işçilik istediğini söylemiş; "Yörenin en
iyi ustaların bulacaksın ve en kaliteli malzemeleri kullanacaksın,
hiçbir masraftan da kaçınmayacaksın" diye de belirtmiş. Mimarbaşı birkaç
gün içerisinde ülkenin dört bir tarafından en iyi ustaları toplamayı,
en kaliteli ve güzel malzemelerin getirtilmesini sağlamış ve sultanın huzuruna
çıkmış. Mimarbaşı; "Padişahım" demiş, "Yörenin en iyi duvar, demir,
ahşap ustalarıyla en becerikli hat sanatçıları ve nakkaşlarını topladım.
İnşatta kullanılacak bütün malzemeler kılı kırk yararak seçildi. Biz
hazırız, emir verirsen hemen başlamak isteriz bu kutlu işe"
Mimarbaşı'nın anlattıklarından son derece memnun görünen Orhan Gazi, "
Mimarbaşı beni çok iyi dinle" demiş. "Söylediklerin güzel, hemen
başlayabilirsiniz camiyi inşa etmeye ama aç kulaklarını dinle şimdi. Bil
ki bu camii benim için çok önemli. Bu yüzden ,her kim ki inşaatın
yavaşlamasına veya işlerin aksamasına sebep olursa o an kellesini
vurdururum. Şimdi çıkın gidin başlayın camiyi yapmaya."
İnşaat
hemen başlamış tabii ki. Mimarbaşı Kambur Bali Çelebi'yi (Karagöz)
demirci ustası, Halil Hacı İvaz'ı da (Hacıvat) duvar ustası olarak
görevlendirmiş.
Bu iki ustayı da işlerini her ne pahasına olursa
olsun aksatmamaları için de sıkı sıkı tembihlemiş. Karagöz, mektep
okumamış ama inşaatlarda ustaların yanında çalışa çalışa iyice
ustalaşmış artık işinin en iyisi olarak anılmaya başlamış cevahir
birisiymiş. Tez canlılığı ve hazırcevaplığı yüzünden sürekli başını
belaya sokan Karagöz, bu belalardan kıvrak zekasının marifetiyle
kurtulmaya çalışırmış. Bu belalar artık onun içinden çıkamayacağı bir
hal alınca da yardımına en yakın dostu Hacıvat koşarmış. Hacıvat ise bu
yakın dostunun aksine, medrese de eğitim görmüş, her konuda bilgisi olan
görgülü ve bilgili birisiymiş. Karagöz'le hemen her konuda sürtüşse de
yine de en iyi dostuymuş Karagöz onun.Sultan'ın babası için yaptırdığı
inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyormuş. İşçiler, ustalar, mimarbaşı
camiyi sultanlarının istediği şekilde ve zamanda hazır etmek için var
güçleriyle çalışıyorlarmış. Mimarbaşı ve ustalar, didişmeleri bütün ülke
tarafından bilinen Hacıvat ve Karagöz'ü de birbirlerinden ayrı tutmak
için de uğraşıyorlarmış bir yandan. Bu duruma en çok kızanların başında
da hiç şüphesiz can dostu Hacıvat'la didişemeyen Karagöz geliyormuş.
Gözünü kestirdiği Hacıvat'a mimarbaşı'nın yanında sokulamayan Karagöz,
mimarbaşı'nın malzeme almak için şehre gitmesini fırsat bilmiş ve yanına
sokulmuş Hacıvat'ın. Hacıvat can dostunu yanında görünce sevinmiş ve
ona dönmüş demiş ki;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoş geldin
- Şule levendim, turp dikenim hoş geldin diye karşılık vermiş Karagöz.
Hacıvat Karagöz'ün huyunu bildiği için kızmamış ve yine güleç yüzüyle konuşmuş;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoş geldin
- Kehlelendim, sirkelendim, boş geldim.
- Samur kaşlı, ok kirpikli hoş geldin
- Salak kaşlı, bok kirpikli boş geldim
- Yusuf-ı Beytül Hazenim hoş geldin
- Yasef'im, bitli avramım boş geldim
- Ahu gözlüm, inci dişlim hoş geldin
- Ayı gözlüm, kazma dişlim hoş geldin
Hacıvat
ile Karagöz böyle birbirleriyle atışırlarken bütün diğer işçiler de
başlarında toplanmış onların bu keyifli ve eğlenceli didişmelerini
izleyip eğleniyorlarmış.İnşaattaki bütün işçi ve ustaların en büyük
eğlencesi haline gelmişler zamanla. Artık ne zaman mimarbaşı inşaattan
ayrılsa Hacıvat ve Karagöz birbirleriyle atışmaya başlar hale gelmişler.
Diğer bütün çalışanlar da etraflarında toplanıp onları izlermiş. Onlar
atıştıkça izleyiciler kendilerinden geçer ve bütün yorgunluklarını
unuturlarmış. Günlerden bir gün Padişah babası için yaptırdığı caminin
inşaatını kontrole gelmiş.Fakat inşaatın istediği hızda gitmediğini
görünce keyfi kaçmış ve hemen mimarbaşını çağırtmış.
Mimarbaşı, padişahın caminin inşaatı konusundaki hassasiyetini bildiği için de korkmuş.
Padişaha
demiş ki " Sultanım nedendir bilmem ama ben malzeme almak, veya başka
bir iş için inşaattan her ayrıldığımda işler yavaşlıyor. Bunun sebebini
en yakın zamanda öğrenip gereken tedbirleri alacağım.
" Orhan
Gazi sinirlenmiş ama yine de sorunun sebebini öğrenip, çözmesi için
mimarbaşının istediği süreyi vermiş ona. Mimarbaşı bir gün yine "ben
malzeme almaya gidiyorum" deyip inşaattan ayrılmış ama hemen yakında bir
tümseğin ardına gizlenip işçileri izlemeye başlamış. Bir de bakmış ki
kendisinin ayrılmasını fırsat bilen Hacıvat ve Karagöz atışmaya
başlamışlar ve bütün çalışanlar da onların bu atışmalarını izlemek için
etraflarında toplanmış. Mimarbaşı hemen soluğu Orhan Gazi'nin sarayında
almış ve padişahın huzuruna çıkmış. Padişaha olup bitenleri ve inşaatın
yavaşlamasının sebeplerini anlatmış. Bunu duyan Orhan Gazi çok
sinirlenmiş ve derhal bu iki işçinin asılmasını emretmiş."Onlar asılsın
ki bu diğer bütün işçilere ders olsun" demiş. Padişahın emri derhal
yerine getirilmiş ve Hacıvat ve Karagöz çalıştıkları inşaattan apar
topar alınarak asılmışlar hemencecik. Padişahın bu kararı inşaatta
olduğu kadar bütün şehirde de büyük bir üzüntüyle karşılanmış. İnsanlar
merhametli, şefkatli, halkı ve ulemayı seven padişahlarının böyle bir
şey yapmasına çok üzülmüş ve her taraftan bu hoşnutsuzluklarını
hissettirmişler padişaha.
Orhan Gazi de kısa bir süre sonra hatasını anlayıp vicdan azabı duymaya ve yaptığı bu yanlışa üzülmeye başlamış.
Padişahın
bu üzüntüsünü gören Şeyh Kuşteri adındaki uleması sultanının üzüntüsünü
hafifletmek için kendince bir yol bulmuş o anda. Başındaki beyaz
sarığını çözen Şeyh Kuşteri sarığını açarak mum ışığının önünde germiş.
Ayağından çıkardığı çarıklarını da kukla gibi kullanarak sarığın
arkasında Hacıvat ve Karagöz'ün atışmalarını taklit etmeye başlamış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder